Arkasi

Iktidar meselesinin en dramatik bicimiyle insan iliskilerinde mekan tuttugunu biliyoruz. Bütün kültürel, toplumsal, bilincalti yapilanmalar beden üzerinden dile cökelir; dil de dönerek bedeni yönlendirir. Brecht bu konuyu sanat acisindan irdelerken söyle der Erkekleri ve kadinlari tam uyumlu ve bütünlesmis kisiler olarak ele almak, okurunseyircinin arinma duygusunu ruhsal bosalma kolaylastirir ve siyaseti gereksizlestirir.Öyleyse cehennem ve zifir bir düzey olan cinsellik de siyasalin icindedir ve hele modern zamanlarda insani konusacaksak, orayi bütün karmasasiyla, cesaretle desmek zorundayiz.Edebiyat bunu nasil yapacaktir Elbette Dili sökerek; Ingeborg Bachmannin isaret ettigi üzere, fasizmin öncelikle iki insan arasinda olduguna taniklik etmek üzere dogrudan ve bütün kendiligi icinden eril Dilin sakatladigi cinsellige yogunlasmak gerekir.Adil Okay, politik kimliginin altini kalinca cizen bir sair ve yazar olarak, sosyalist gelenegin görece ihmal ettigi bu dramatik ve acili alana cekincesiz daliyor. Tüm zamanlari, kültürleri, sinifsal ve etnik bagintilari enine kesen insanligin bu kadim sorununu, son dönemde Öznellik ve Ötekilik odagindaki tartismalara ilistiriliyor... Soluksuz bir dip tarama yapan diyaloglar, cinsellik denilen lanetli haz havuzunda kulac atan iki insanin, okura da carpan kirbac darbelerine dönüsüyor.Bu mesele üzerinden kendi karanlik kuyusuna bakmak cesaret isidir; Adil Okay yazarak, okuru da kendi pratigine cekinmeden cagiriyor. Yazar, hayati ve insani onarmak, iliskiselligi sorunlastirmak üzere dogrudan, herkesi ve hepimizi mülk edinmis olan bu belali meseleyi tam iceriden, Dilin mahreme siginan kat yerinden yakaliyor. Iyi edebiyat, bir anlamda aynaya bakma cesaretine ve ahlakina cagridir; iyi okurlugun citasi da budur. Adil Okayin bu anlati romani alisilmamis kurgusu, sahici diyaloglari ve derin insan dolayimiyla iyi okuru hak ediyor.- Celal Soycan